İspanyol seçmenler, 2004 Madrid bombalamalarından sonra görevdeki muhafazakar partiye karşı döndü.
Sam Hüseyin tarafından, Haziran 5, 2017
Haziran 5, 2017 yayınlandı Ulus.
Başbakan Theresa May, yedi kişinin öldüğü ve düzinelerce kişinin yaralanmasının ardından 10 Downing Street dışında konuştu. (Reuters / Hannah McKay)
On Mart 11, 2004, kritik seçimlerden sadece birkaç gün önce, Madrid'deki dört banliyö treninde bir dizi eşzamanlı bomba patladı ve 190 insanlarını öldürdü. Bombalamadan önce, Sosyalist Parti (PSOE) sandıkta beş puan geride kalmıştı, ancak beş puan kazanmıştı. Parti, seçimi kazanması halinde İspanya'nın altı ay içinde Irak'tan ayrılacağına söz verdi. Bu sadece beş sonra oldu. İspanya'da Orta Doğu ile ilgili herhangi bir terörizm kanıtı bulamıyorum, çünkü açıkça görünüşte arsalar vardı.
Bu tarih şimdi, İngiltere'ye kritik bir ders sunabilir, Londra Köprüsü yakınlarında yapılan bir dizi saldırının ardından seçimden sadece birkaç gün önce. Görevdeki Başbakan Theresa May, İngiltere'nin katıldığı her savaşı destekledi. Buna karşın, İşçi lideri Jeremy Corbyn neredeyse her savaşı eleştirdi.
İspanya'daki durum, saldırı için Bask grubu ETA'yı suçlayan görevdeki José María Aznar'ın (şimdi Rupert Murdoch'un Haber Şirketi'nin yöneticisi) görevdeki hükümeti tarafından arttı. Bu hareket kesinlikle halkı hükümete karşı iğrenç hale getirdi. Ancak hükümet neden ETA’nın ilk başta olduğu konusunda yalan söyledi? Muhtemelen doğru olarak - İspanya halkının, İspanya'nın zaten işgal edilmeyen Irak'ın işgaline katılmasının misillemesiyle Madrid’e çok fazla kan akıtılması konusunda öfkeli olacağını belirtti.
Başlangıçta Irak'ın işgalini eleştiren İspanya'nın Fransa ile olan yolunu karşılaştırın. O zamandan beri Fransa, özellikle Suriye'de, eski bir Fransız kolonisi olan daha müdahaleci oldu. Ayrıca son yıllarda İslam adına terör hedefinin çok daha fazlası haline geldi.
2004 Madrid saldırıları ile seçimler arasındaki ilişkinin ya göz ardı edilmesi ya da tamamen yanlış tanıtılması dikkat çekicidir. Geçen yıl Orlando’daki Omar Mateen’in katledilmesinin ardından, bu saldırının ABD’nin seçimlerini nasıl etkileyebileceği üzerine yapılan bir tartışmada, NPR’nin “terörle mücadele muhabiri” Dina Temple-Raston, Madrid’in görünen dersini tam olarak tersine çevirdi. Madrid saldırısından sonra “daha muhafazakar partinin kazandığını” iddia etti. NPR bunun için havada bir düzeltme yapmayı reddetti manevi yanlışlık.
Elbette, bir Corbyn hükümetinin seçilmesi, İngiltere’deki terörist saldırılara son vermeyi garanti etmiyor. Birincisi, Corbyn'in barış yanlısı, müdahaleci olmayan bir duruşa bağlı kalacağı açık değildir. Son zamanlarda, NATO’dan çekilme gibi kendisini önceki konumlardan uzaklaştırmış gibi görünüyordu. İspanya'daki Sosyalist Parti Irak'tan çekilme sözü vermiş olsa da, İşçi Manifestosu'nda böyle açık bir rehin bulunmamaktadır.
Bununla birlikte Theresa May, radikalleşme koşullarının yaratılmasına yardımcı olan müdahaleci politikaları desteklemiştir. Özellikle, Mayıs ayının ev sekreteriyken, İngiltere, Libya'ya (Manchester bombacısının üyesi olduğu) Libya İslami Mücadele Grubu'ndan aşırılık yanlılarına Muammar Kaddafi'yi (bkz. John Pilger at Konsorsiyum Haberleri, Paul Mason at Guardian, ve Max Blumenthal'da AlterNet). Bu, Corbyn'in daha az belirgin fakat dikkat çekici terimlerle büyüttüğü bir nokta: “Pek çok uzman, hükümetimizin diğer ülkelerde devletin desteklediği veya savaştığı savaşlarla burada terörizm arasındaki savaşlar arasındaki bağlantılara dikkat çekti.” Suudi Arabistan ve aşırılık yanlısı ideolojiyi finanse eden ve besleyen diğer Körfez ülkeleri ile başlayarak bazı zor konuşmalar yapın. ”